Sarp
New member
10 Tabanında Yazmak: İleriye Gitmek mi, Geride Kalmak mı?
Merhaba forumdaşlar,
Bu yazıyı yazarken kafamda bir soru var: 10 tabanında yazmak gerçekten ne kadar doğru? Yıllardır bu konu tartışılıyor ama hala bir sonuca varabilmiş değiliz. Bazıları bu yöntemi savunuyor, bazıları ise tam tersine bu sistemi sorguluyor. Benim görüşüm, 10 tabanının modern eğitim sistemine ve genellikle toplumun beklentilerine uygun, ama aynı zamanda birçok konuda zayıf ve sorunlu bir yaklaşım olduğudur. Hepinizin düşüncelerini duymak istiyorum; belki de ben de hatalıyım, belki de başka bir bakış açısı vardır.
Hadi, konuyu derinlemesine tartışalım.
10 Tabanı: Ne Oldu da Bu Kadar Benimsenildi?
Öncelikle 10 tabanının neden bu kadar yaygın kullanıldığını sorgulamak gerekiyor. Kimse, bu uygulamanın gerçekten ne kadar sağlıklı olduğunu düşünmüyor gibi. Çünkü 10 tabanında her şey sayı olmaktan ibaret. Ya da diyelim ki, aslında kişinin kapasitesine dair bir şeyleri gösteriyor ama esasen bir öğrenci ne kadar öğrendiği, ne kadar derinlemesine anladığı ile değil, ne kadar başarılı olduğunu ölçen bir araca dönüşüyor. Bu kadar basit bir sistem, maalesef, bireysel farkları görmezden geliyor.
Ama buradaki soru şu: Bu sistemin uygulanması, tek bir ölçütle bir öğrencinin ne kadar "iyi" olduğunu ya da “başarılı” olduğunu değerlendirmek doğru mu?
Zayıf Yönler: 10 Tabanında Bir Dünya Var, Ama Gerçekten Bu Dünyada mı Yaşıyoruz?
Sizce de 10 tabanında yazmak, bireysel farklılıkları göz ardı eden bir yaklaşım değil mi? Bir kişi, sadece belirli derslerde başarılı olduğu için ya da belirli konuları iyi bildiği için yüksek puan alabilirken, bir diğeri belki duygusal zekâ, sosyal beceriler ya da eleştirel düşünme gibi alanlarda çok güçlüdür. Ama bu sistemde, 10 üzerinden 10 almanız, her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmiyor.
Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Bakışı:
Çoğu erkek için 10 tabanı, aslında bir “problem çözme” yaklaşımıdır. Hedef bellidir: 100 puan almak. Bunun için gerekli olan şeyler, doğru bilgiyi doğru şekilde kullanmak, sınav stratejisini doğru kurgulamak ve odaklanmaktır. Ama burada önemli olan bir şey var; bu sistemin erkeklerin genellikle daha analitik düşünme eğiliminde olduğu ve rakamlarla bir şeyleri çözme isteğinde olan bir yapı sunduğunu görmek. Ancak bu noktada, bazen "ideal sonuç", her öğrencinin farklı bir potansiyeli olduğunu göz ardı edebiliyor.
Kadınların Empatik ve İnsan Odaklı Yaklaşımı:
Kadınlar ise genellikle insan faktörüne daha fazla odaklanır. Başarının, sadece bir sayıdan ibaret olmadığını ve her bireyin farklı potansiyelleri, duygusal zekâları ve ilgi alanları olduğunu daha iyi görebilirler. 10 tabanı gibi bir sistemin, birçok insanı -özellikle duygusal zekâsı gelişmiş olanları- dışlayabileceğini savunuyorlar. Bir kişi çok iyi bir mühendis olabilir, ama sınavda yüksek puan almadığı için hep "yetersiz" olarak mı değerlendirilecek? Bu adaletli mi?
İşte burada empatik bakış açısı devreye giriyor: 10 üzerinden 10 almak, her zaman kişiliği ve başarısını tam olarak yansıtmaz. Duygusal ve sosyal beceriler, zaman zaman bu sistemde yok sayılabiliyor. Peki, bu gerçekten doğru bir değerlendirme mi?
Başarıyı Ölçme: Ne Kadar Gerçekçi?
Şimdi gelelim asıl can alıcı soruya: Bu sistem gerçekten gerçek başarıyı ölçebiliyor mu? Eğer başarıyı sadece sayılarla ve belirli sınavlarla ölçmeye çalışıyorsak, gerçek anlamda neler kaybediyoruz? İnsanlar yaratıcı olabilir, sosyal becerileri mükemmel olabilir, liderlik özellikleri gösterebilir, ama bir sınavda bu özellikler göz önünde bulundurulmaz. Ayrıca, 10 tabanında yazmak, öğrencilerin psikolojik baskı altında hissetmesine ve onları gerçek potansiyellerine ulaşamadan tükenmeye zorlamasına neden olabilir.
Provokatif Soru:
Eğer bu kadar sistematik bir yaklaşım varsa, sınavın sonucu bir anlamda öğrenciyi tanımlıyorsa, o zaman neden hala bireysel farkları göz önünde bulundurmanın yolu açılmıyor? Neden bir sistemin öğrenciyi tanımlayan tüm faktörleri kapsaması beklenmiyor?
Bütün Bunlar Ne Anlama Geliyor?
Gördüğümüz gibi, 10 tabanı sistemi, çok fazla açıdan eleştirilebilecek bir yapıya sahip. 10 üzerinden puanlama, kişilerin potansiyelini yansıtmıyor, sınav kaygısı yaratıyor, ve bir kişiyi sadece sayısal başarıya odaklanarak değerlendiriyor. Bu nedenle, 10 tabanında yazmanın, sadece "sayısal başarı"nın ötesinde bir anlam taşıması gerektiğini düşünüyorum.
Evet, bazıları için bu sayı bir başarı göstergesi olabilir. Ancak kimse unutmasın ki, 10 tabanında yazmanın getirdiği tek şey, öğrenciyi sıkıştıran ve dışlayıcı bir yapı olabilir. Ve işte burada, önemli olan, sayılarla insanı tanımlamaktan öte, her bireyi kendi koşulları ve güçlü yönleriyle anlamaktır.
Hikâyeniz ve Görüşleriniz Neler?
Bunlar sadece benim görüşlerim. Peki, siz ne düşünüyorsunuz? 10 tabanındaki yazım sistemi hakkında ne gibi eleştirileriniz var? Eğitimin geleceği, gerçekten sadece sayılarla mı ölçülmeli? Ve bu tür sistemlerin duygusal zekâ, yaratıcılık gibi becerileri göz ardı etmesinin uzun vadede toplum üzerindeki etkileri ne olacak?
Yorumlarınızı bekliyorum, hadi hep birlikte tartışalım!
Merhaba forumdaşlar,
Bu yazıyı yazarken kafamda bir soru var: 10 tabanında yazmak gerçekten ne kadar doğru? Yıllardır bu konu tartışılıyor ama hala bir sonuca varabilmiş değiliz. Bazıları bu yöntemi savunuyor, bazıları ise tam tersine bu sistemi sorguluyor. Benim görüşüm, 10 tabanının modern eğitim sistemine ve genellikle toplumun beklentilerine uygun, ama aynı zamanda birçok konuda zayıf ve sorunlu bir yaklaşım olduğudur. Hepinizin düşüncelerini duymak istiyorum; belki de ben de hatalıyım, belki de başka bir bakış açısı vardır.
Hadi, konuyu derinlemesine tartışalım.
10 Tabanı: Ne Oldu da Bu Kadar Benimsenildi?
Öncelikle 10 tabanının neden bu kadar yaygın kullanıldığını sorgulamak gerekiyor. Kimse, bu uygulamanın gerçekten ne kadar sağlıklı olduğunu düşünmüyor gibi. Çünkü 10 tabanında her şey sayı olmaktan ibaret. Ya da diyelim ki, aslında kişinin kapasitesine dair bir şeyleri gösteriyor ama esasen bir öğrenci ne kadar öğrendiği, ne kadar derinlemesine anladığı ile değil, ne kadar başarılı olduğunu ölçen bir araca dönüşüyor. Bu kadar basit bir sistem, maalesef, bireysel farkları görmezden geliyor.
Ama buradaki soru şu: Bu sistemin uygulanması, tek bir ölçütle bir öğrencinin ne kadar "iyi" olduğunu ya da “başarılı” olduğunu değerlendirmek doğru mu?
Zayıf Yönler: 10 Tabanında Bir Dünya Var, Ama Gerçekten Bu Dünyada mı Yaşıyoruz?
Sizce de 10 tabanında yazmak, bireysel farklılıkları göz ardı eden bir yaklaşım değil mi? Bir kişi, sadece belirli derslerde başarılı olduğu için ya da belirli konuları iyi bildiği için yüksek puan alabilirken, bir diğeri belki duygusal zekâ, sosyal beceriler ya da eleştirel düşünme gibi alanlarda çok güçlüdür. Ama bu sistemde, 10 üzerinden 10 almanız, her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmiyor.
Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Bakışı:
Çoğu erkek için 10 tabanı, aslında bir “problem çözme” yaklaşımıdır. Hedef bellidir: 100 puan almak. Bunun için gerekli olan şeyler, doğru bilgiyi doğru şekilde kullanmak, sınav stratejisini doğru kurgulamak ve odaklanmaktır. Ama burada önemli olan bir şey var; bu sistemin erkeklerin genellikle daha analitik düşünme eğiliminde olduğu ve rakamlarla bir şeyleri çözme isteğinde olan bir yapı sunduğunu görmek. Ancak bu noktada, bazen "ideal sonuç", her öğrencinin farklı bir potansiyeli olduğunu göz ardı edebiliyor.
Kadınların Empatik ve İnsan Odaklı Yaklaşımı:
Kadınlar ise genellikle insan faktörüne daha fazla odaklanır. Başarının, sadece bir sayıdan ibaret olmadığını ve her bireyin farklı potansiyelleri, duygusal zekâları ve ilgi alanları olduğunu daha iyi görebilirler. 10 tabanı gibi bir sistemin, birçok insanı -özellikle duygusal zekâsı gelişmiş olanları- dışlayabileceğini savunuyorlar. Bir kişi çok iyi bir mühendis olabilir, ama sınavda yüksek puan almadığı için hep "yetersiz" olarak mı değerlendirilecek? Bu adaletli mi?
İşte burada empatik bakış açısı devreye giriyor: 10 üzerinden 10 almak, her zaman kişiliği ve başarısını tam olarak yansıtmaz. Duygusal ve sosyal beceriler, zaman zaman bu sistemde yok sayılabiliyor. Peki, bu gerçekten doğru bir değerlendirme mi?
Başarıyı Ölçme: Ne Kadar Gerçekçi?
Şimdi gelelim asıl can alıcı soruya: Bu sistem gerçekten gerçek başarıyı ölçebiliyor mu? Eğer başarıyı sadece sayılarla ve belirli sınavlarla ölçmeye çalışıyorsak, gerçek anlamda neler kaybediyoruz? İnsanlar yaratıcı olabilir, sosyal becerileri mükemmel olabilir, liderlik özellikleri gösterebilir, ama bir sınavda bu özellikler göz önünde bulundurulmaz. Ayrıca, 10 tabanında yazmak, öğrencilerin psikolojik baskı altında hissetmesine ve onları gerçek potansiyellerine ulaşamadan tükenmeye zorlamasına neden olabilir.
Provokatif Soru:
Eğer bu kadar sistematik bir yaklaşım varsa, sınavın sonucu bir anlamda öğrenciyi tanımlıyorsa, o zaman neden hala bireysel farkları göz önünde bulundurmanın yolu açılmıyor? Neden bir sistemin öğrenciyi tanımlayan tüm faktörleri kapsaması beklenmiyor?
Bütün Bunlar Ne Anlama Geliyor?
Gördüğümüz gibi, 10 tabanı sistemi, çok fazla açıdan eleştirilebilecek bir yapıya sahip. 10 üzerinden puanlama, kişilerin potansiyelini yansıtmıyor, sınav kaygısı yaratıyor, ve bir kişiyi sadece sayısal başarıya odaklanarak değerlendiriyor. Bu nedenle, 10 tabanında yazmanın, sadece "sayısal başarı"nın ötesinde bir anlam taşıması gerektiğini düşünüyorum.
Evet, bazıları için bu sayı bir başarı göstergesi olabilir. Ancak kimse unutmasın ki, 10 tabanında yazmanın getirdiği tek şey, öğrenciyi sıkıştıran ve dışlayıcı bir yapı olabilir. Ve işte burada, önemli olan, sayılarla insanı tanımlamaktan öte, her bireyi kendi koşulları ve güçlü yönleriyle anlamaktır.
Hikâyeniz ve Görüşleriniz Neler?
Bunlar sadece benim görüşlerim. Peki, siz ne düşünüyorsunuz? 10 tabanındaki yazım sistemi hakkında ne gibi eleştirileriniz var? Eğitimin geleceği, gerçekten sadece sayılarla mı ölçülmeli? Ve bu tür sistemlerin duygusal zekâ, yaratıcılık gibi becerileri göz ardı etmesinin uzun vadede toplum üzerindeki etkileri ne olacak?
Yorumlarınızı bekliyorum, hadi hep birlikte tartışalım!