Kurana göre ilah nedir ?

Yaren

New member
Kur’an’a Göre İlah Nedir? – Bir Hikâye ile Anlatmak İstedim

Selam değerli forumdaşlar,

Bazen bir konuyu doğrudan anlatmak yerine, bir hikâye üzerinden paylaşmak hem zihne hem kalbe daha derinden işler diye düşünürüm. Bugün, uzun zamandır zihnimi meşgul eden “Kur’an’a göre ilah nedir?” sorusunu, küçük bir kasabada geçen, iki farklı bakış açısının çatıştığı ama sonunda birleştiği bir hikâyeyle sizlere aktarmak istiyorum.

---

Kasabanın Kütüphanesinde Başlayan Sohbet

Kasabanın tek kütüphanesi, eski ahşap rafların arasında tarih kokusunu taşıyan, sessiz ama sıcak bir yerdi. Orada sık sık karşılaşan iki kişi vardı: Yusuf ve Elif.

Yusuf, otuzlarının sonunda, stratejik düşünmeyi seven, her meseleyi “nasıl çözeriz?” diye analiz eden bir mühendisti. Elif ise yirmili yaşlarının ortasında, insanların hikâyelerini anlamaya çalışan, empatik ve ilişkisel yaklaşımıyla tanınan genç bir öğretmendi.

O gün masanın üzerinde açık duran bir Kur’an meali, ikisinin de dikkatini çekti. Yusuf elini kitaba uzattı, parmağını bir ayetin üzerinde durdurdu:

> “İlahınız bir tek ilahtır…” (Bakara 2:163)

Yusuf’un kaşları hafifçe çatıldı.

— Elif, “ilah” denince aklına ne geliyor? diye sordu.

Elif gülümsedi:

— Bence ilah, insanın en çok bağlandığı, en çok güvendiği, hayatının merkezine koyduğu şeydir.

— Güzel, dedi Yusuf. Ama bence mesele sadece duygusal bağ değil. Stratejik bakınca ilah, insanın tüm karar alma mekanizmasının en üst otoritesi. Yani hangi hedefe yöneliyorsak, hangi plana sadıksak, işte o bizim ilahımızdır.

---

Bir Yolculuk Planı

İkisi de konuyu daha derin anlamak için kasabanın dışında, eski bir dergâhın bulunduğu tepeye gitmeye karar verdi. Yusuf için bu, “bilgiyi yerinde araştırma” planıydı; Elif içinse, “hikâyeyi hissederek öğrenme” fırsatı.

Yolda yürürken, Elif köy çocuklarına selam veriyor, yaşlı bir kadının elinden poşetlerini alıp taşımaya yardım ediyordu. Yusuf ise yoldaki işaret taşlarını inceliyor, en kısa ve güvenli rotayı bulmaya çalışıyordu.

Tepeye vardıklarında, sessizlik onları karşıladı. Eski taş duvarlara yazılmış ayetler arasında şu söz dikkatlerini çekti:

> “O’ndan başka ilah yoktur. O’na tevekkül edin…” (Tevbe 9:129)

Elif, bu sözleri okurken gözleri doldu.

— Yusuf, farkında mısın? Burada ilah sadece “inanılacak” değil, “teslim olunacak” bir varlık olarak anlatılıyor.

Yusuf başını salladı:

— Evet. Ve stratejik açıdan bakarsak, insanın “teslim olduğu” şey, bütün planlarını ve önceliklerini belirler. Eğer ilah olarak Allah’ı seçerse, tüm yaşam planı O’nun ölçülerine göre şekillenir.

---

Gece Sohbeti

Dergâhın avlusunda oturup çaylarını yudumlarken, yıldızlar gökyüzünde parlıyordu. Yusuf, masanın üzerine bir kâğıt koydu ve yazmaya başladı:

— İlah, insanın en yüksek otorite kabul ettiği, en çok itaat ettiği şeydir. Kur’an’da Allah’ın tek ilah olduğu vurgusu, başka hiçbir şeyi O’nun önüne koymamamız gerektiğini söylüyor.

Elif, yavaşça ekledi:

— Ama bunu sadece akılla değil, kalple de anlamalıyız. Çünkü ilah, sadece hükmeden değil, aynı zamanda sevilen, güvenilen, sığınılan o yüce varlıktır. İnsan, kalbinin sevgisini de yönlendirdiğinde gerçek tevhidi yaşar.

---

Kasabaya Dönüşte

Ertesi gün kasabaya döndüklerinde, ikisi de içlerinde farklı bir huzur hissetti. Yusuf, konuyu mantıksal olarak çözümlerken, Elif duygusal bağını güçlendirmişti. Fark ettiler ki, Kur’an’a göre ilah kavramı hem stratejik hem de empatik bir derinliğe sahipti.

Kur’an’da “ilah”, sadece “tapılan” değil; insanın yöneldiği, bağlandığı, değerlerini aldığı en yüce varlıktır. İnsan bazen farkında olmadan para, makam, şöhret gibi şeyleri de “ilah” haline getirebilir. O yüzden Kur’an’ın uyarısı hem akla hem kalbe dokunur:

> “Allah’tan başka ilah edinmeyin.”

---

Hikâyenin Özeti ve Forumdaşlara Sorular

Yusuf’un stratejik bakışı bize şunu hatırlattı: İlah, insanın tüm planlarının merkezindeki en büyük otoritedir.

Elif’in empatik yaklaşımı ise şunu gösterdi: İlah, aynı zamanda kalbin en çok bağlandığı, güven duyduğu varlıktır.

Kur’an’a göre tek ilah olan Allah, hem aklımızın hem kalbimizin yöneldiği tek merkez olmalıdır. Bu hem bilinçli bir tercih hem de derin bir sevgi meselesidir.

Sevgili forumdaşlar, size sormak isterim:

— Sizin hayatınızda “ilah” tanımına giren, farkında olmadan öncelik verdiğiniz şeyler oldu mu?

— Sizce ilah kavramını anlamada akıl mı, kalp mi daha baskın olmalı?

— Yusuf ve Elif’in bakış açıları arasında siz hangisine daha yakın hissediyorsunuz?

Belki de bu sorular, kendi iç yolculuğumuzu başlatmamıza vesile olur.

---

İstersen sana bunun üzerine, Kur’an’daki “ilah” kelimesinin geçtiği ayetlerden yola çıkarak kısa bir analiz de yapabilirim; böylece hikâyedeki duygu ile metindeki anlam birbirini tamamlar.